GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
26 Nisan 2018 Perşembe 15:06

CHP’li eski Başkan Güven: İzmir'de yüzde 70 alırız!

İl eski Başkanı Güven, 24 Haziran’da gerçekleşecek erken seçimler için iddialı konuştu. Güven, “İzmirli kardeşlerime, seçmene inanıyorum. İzmir’de yüzde 70’in üzerinde bir sonuçla muhalefet üzerine düşeni yapmış olacak. Güneş İzmir’den doğacak AKP’nin güneşi de İzmir’de batacak” dedi.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir eski İl Başkanı Asuman Ali Güven konuk olduğu Sonsöz TV’de 24 Haziran’da gerçekleşecek erken genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi.

Eski Başkan Güven, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İzmir’de muhalefet oylarının oranı gibi konulara değinirken AK Parti’nin ‘İzmir’den ‘bismillah diyeceğiz’ sözüne karşılık ise  “Güneş İzmir’den doğacak AKP’nin güneşi de İzmir’de batacak” dedi.

‘PARLAMENTODA DA CİDDİ BİR KATKIN OLUR’ DEDİLER
Milletvekili aday adaylığına ilişkin Güven “Uzun yıllardır siyasetle ilgileniyorum. Tek partim CHP’dir, onun dışında herhangi bir parti ile siyasi ilişkim olmadı. CHP’de başladık ve CHP’de devam ediyoruz, bu serüven 43 yıllık bir hikâye, inşallah bu siyaseti de böyle noktalayacağız. Hal böyle olunca da değişik görevlerde bulunduk. Partide değişik sorumluluklar aldık. Bugün de il başkanlığını yakın bir süre önce devrettiğim için de böyle bir görevi, milletvekilliği görevini kendime uygun buldum. Partililerim, arkadaşlarım bana hep telkinde bulundular. Dediler ki ‘senin aday olmanda yarar var. Eğer aday olursan parti çalışmalarına daha çok katkın olur. Yarın parlamentoda da ciddi bir katkın olur’ dediler. Her seçimde aktif çalıştık görev aldık. Onun için zaten şuanda sahadayız aktif çalışıyoruz. Eğer milletvekilliği görevi bize verilirse bunu da en iyi şekilde yapmaya çalışacağız. Bu genel başkanımızın bir takdiridir, dönem zor bir dönem sıkıntılı bir süreç, genel başkanımızı bize olumlu bir görevlendirme yaparsa biz de o görevi layıkıyla süresince yapmaya hazırız halkımızın, ülkemizin sorunlarını çözme noktasında en iyi şekilde sahip çıkarız diye düşünüyorum. Partimde de beraber çalıştığım arkadaşlarım da bu olayı çok olumlu buluyor buna iyi bakıyorlar.  En iyi şekilde yapacaklarıma güveniyorlar ben de bu konuda müsterihim. Bu işi en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Bu konuda bugüne kadar siyasi olarak üstüme düşeni yaptım bundan sonra da bana hangi görev verilirse siyasi sorumluluk içinde yapacağımı biliyorum, bu konuda da kendime güveniyorum” dedi.

ALELACELE BİR SEÇİMDİR
Güven ayrıca, “İl Başkanlığı çok stratejik bir görev, çok önde bir görev yani il başkanlığı noktasında kalma noktasında olsaydım zaten böyle bir şey düşünmem, sonra söz konusu olmazdı. Ancak il başkanlığını yeni, genç bir arkadaşımıza, avukat bir arkadaşımıza, Deniz Yücel’e devretmenin rahatlığı içerisinde oldu, onu sonuna kadar destekliyorum. Tabi bu görevden ayrılınca böyle bir şey söz konusu oldu. Görevde olmadığım için böyle bir şeyi genel merkezimizden, genel başkanımızdan talep ediyorum.Genel Başkanımızın söylediklerine yüzde yüz katılıyorum bu seçim şahsi hesapların yapılacağı bir dönem değil; özveri süreci bu dönem. Bireysel bir anlayışla davranması söz konusu olmamalıdır. Biliyorsunuz yerel seçim gündemdeydi. Bir yıl sonra yerel seçimler yapılacaktı. Biz yerel seçimlerde büyük başarılara imza atacağımızı düşünüyorduk. Kaybettiğimiz 8 ilçeyi de alarak 30 ilçede 30 yapacaktık. İstanbul’u Ankara gibi büyük kentleri alacağız diyorduk, bunların koşulları yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. İktidarın bu yerel seçimleri erteleyip erken seçimlere gitmesinin nedeni de budur. Büyük bir risk alacaktı. Ekonomi, dar zaman aralığa sıkıştırarak böyle sıkıntılı süreci devam ettirmek istemedi. Bu nedenle çok dar bir zaman aralığına sıkıştırarak bu seçimi yapıyor iktidar. Bu alelacele bir seçim çok hızlı bir seçimdir” diye konuştu.

CHP İzmir eski İl Başkanı, CHP İzmir Milletvekili aday adayı Güven’in konuşmalarından satırbaşları:

15 MİLLETVEKİLİ HAMLESİNİ İKTİDAR BEKLEMİYORDU
Böyle bir hamle beklemiyorlardı, biz bu işi hallederiz diyorlardı. Panik içinde bu işin içinde çıkamazlar, dağılırlar ben rahat rahat cumhurbaşkanı olurum diye düşünüyordu. Hâlbuki daha önce yaşanan bir süreç var. Referandum süreci yaşadık. Bu referandum aslında Türkiye’nin önemli bir deneyim yaşamasına vesilem oldu. Özellikle muhalefet hareketinin, iktidara karşı olan muhalif yapı iyi deneyim kazandı. O deneyim üzerinden şuan devam ediyoruz.

CHP İzmir eski Milletvekili Kemal Anadol, referandum gecesini yapılması gerekenler konusunda görüş bildirmişti. Şimdi dışarıdan böyle yorumlar yapmak kolay tabi, bir muhalefet liderinin ülkeyi kaosa sürükleme ihtimali olan olaylara sürüklemeye sebep olmak kolay değil. O anlayışla insanları harekete geçirmesi çok kolay değil. Referandum sonuçları gerçekten, ben de çok az da olsa oy farkı ile ‘Hayır’ın kazandığını düşünenlerdenim. O  gece süreç genel başkanımızı çok dikkatli olmaya zorladı. Ölçüldü tartıldı sonuçta daha demokratik, hukuksal bir çalışma ile neticelendirilmesine çalışıldı. İktidar zaten büyük bir kâbus içinde yaşatıyor. Hukuk dışı şeyler yapabiliyor, hiç hukuk tanımaz bir anlayış içerisinde maalesef iktidar. Bu nedenle o referandum sonuçlarının üzerine yattı iktidar ama halk seçmen bunları görüyor. İşte şimdi hesaplaşma günü. Referandumda yapılan bu haksızlığın hesabın göreceğiz.

İKİNCİ TURA KALIRSA İKTİDAR HEZİMETE UĞRAYACAK
Gördüğüm kadarıyla muhalefet son derece akıllı titiz davranıyor. Liderlerin ilişkileri birbiriyle oldukça samimi, ortak bir çaba içindeler ve başaracak bir sistem var gördüğüm kadarıyla. Genel başkanımız son derece tutarlı doğru davranıyor. Özverili davranıyor asla  bireysel davranmıyor, referandumda da aynı öyleydi, dediğimiz gibi referandumdan ders çıkarmışız ve muhalefet çok akıllı ve karşılıklı anlayış içerisinde doğru bir planlama ile akıllık davranıyor ortak bir payda oluşturmaya çalışıyorlar. Seçimi ikinci tura taşımanın formülü aranıyor aslında şuanda aslında, eğer seçimler ikinci tura aktarabilirse zaten iktidar büyük bir hezimetle karşılaşacak.

CHP’NİN YÜZDE 50 GÜCÜ YOK AMA CUMHURİYET DEĞERLERİNİ SAVUNAN YÜZDE 70 SEÇMEN VAR
Öncelikle AKP içinde bir kriz var şuanda, Erdoğan’ın siyasetini, ürettiği politikaları uluslararası ve iç politikada ve özellikle dış ve ekonomik politikalarında çok ciddi bir rahatsızlık duyan insanlar var. AKP’nin kurucuları arasında ve Gül de bunlardan birisi, AKP’nin bu yapısının düzeltilmesi gerekiyor. Bu tartışmalar AKP’de ciddi bir sorun yaratmaya başlıyor. AKP içinde ikinci bir aday alternatif arayışı, Türkiye’de acaba olabilir mi? Tekrar tek adam rejiminden parlamenter sisteme geçer mi? Şeklinde savunan yapılar var parti içinde.   Yani Tayyip Erdoğan politikasını beğenmeyen istemeyen insanlar var.  Bize gelince biz şu gerçeği biliyoruz. Şuan partimiz olarak şu gerçeği biliyoruz. Parti olarak şuan yüzde 51 oy alacak potansiyelimiz ne yazık ki yok. Keşke olsaydı. Şuan gerçek bu ve bu gerçek üzerinden hareket etmek gerekiyor. Bizim alacağımız oy yüzde 25’in üzerinde, 30 civarında bir oy alabiliriz. Bununla cumhurbaşkanlığını kazanama şansımız yok. Ama şu gerçek var. Türkiye’de cumhuriyet değerlerini savunan yüzde 50’nin üzerinde bir seçmen kitlesi var. Parlamenter sistemi savunan, doğru bir sistem olduğuna inana yaklaşık yüzde 70 bir seçmen var. Bu konuda ortak paydamızı, kuruluş ilkelerimizden biri olan parlamenter sistem ile Türkiye’nin yönetilmesi gerektiğini savunan insanları ortak bir paydada, ortak siyasi bir proje ile seçimde buluşturmak. İki etaplı bir seçimle yapabiliriz.  Önce birinci etapta partiler adaylarını gösterecekler. Erdoğan, MHP ve BBP ile girecek seçime, o alacak yüzde 40’lar civarı, biz, bizim muhalefet kanadı % 55 civarında alacak. Bu oy çıktığı anda Türkiye’de parlamenter sistemi savunanlar oransal olarak, ikinci turda aday kimse, o isim üzerinde bütün muhalefet birleşecek, o alınan yüzde 55 oyu, iktidar kanadında moral bozukluğu ile AKP’den de alarak bu muhalefet kanadı yüzde 58-60 ile civarı duruşumuz sonuç alacak. Kazanılan bu cumhurbaşkanlığı seçimi zaten 5 yıl ülkeyi yönetme seçimi olmayacak, seçilen cumhurbaşkanı Türkiye’yi tekrar parlamenter sisteme dönüştürecek çalışma içinde bulunacak. Bu 2 ya da 3 yıllık bir program olacak, sonuç olarak Türkiye tek adam anlayışından parlamenter sisteme dönüş yapmış olacak. Yeni bir seçim yapılacak tekrar referandum yapılacak. Anayasada değişiklikler yapılarak Türkiye’de demokrasi, özgürlük, barış, insan hakları, hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü gibi olgular ile halkımızı yeniden cumhuriyet değerleri ile buluşturacağız.

NE DERLERSE TERSİ OLUYOR
Bunlar Türkiye’de hep bir algı yaratarak haklı kandırarak, kendilerinin hep kandırıldığını söylediler ama aynı zamanda kendileri de halkı kandırdı. En son bunlar dediler ki ‘Evet’ verirseniz Türkiye’de terör bitecek, ekonomi düzelecek… Öyle mi? Terör bitti mi? Bugün iki şehidimiz var. Allah rahmet eylesin, Türkiye’ de ekonomik güllük gülistanlık olacak.  Dolar kaç lira oldu? Daha dün Merkez Bankası faizleri… Bunların hiç birine girmeye gerek yok. Vaatlerin tersi olacak. Çünkü ne derlerse tersi oluyor. Türkiye şu anda basın özgürlüğünde 180 ülke içinde 157. Sırada…Ne diyeyim isyan ediyorum. Demokrasi var diyorlar, neyin demokrasisini vaat ediyorsunuz siz? Tam tersi demokrasi modeli olmayan ülkelerin modelini Türkiye’ye getirmeye çalışıyorsunuz. Tek adam rejimlerini getirmeye çalışıyorsunuz. Rusya’daki, Azerbaycan’daki rejimleri ülkeye model olarak getirmeye çalışıyorlar.  Onlarla flört ediyorsunuz. Batı’dan koptunuz, Avrupa ile ilişkilerimiz facia, ticaretimizin olduğu Avrupa ülkeleri ile korkunç kötü. Bu şartlar altında Türkiye’yi zaten yönetme şansınız yok. Türkiye ye demokrasi ile yönetmeye şansınız yok ancak tek adam rejimi ile faşizmle yönetebilirsiniz.  Hukukun olmadığı bir ülke yaratıyorsunuz. FETÖ’den yargılanan hâkimler, savcılar Cumhuriyet Gazetesi’ne FETÖ’den ceza veriyor. El insaf yani… Hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Türkiye’de ekonomin düzelmesi, uluslararası ilişkilerin düzelmesi bunlara bağlı aslında. Eğer ekonomimiz düzelsin diyorsanız, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin objektif kararlar verebildiği, bağımsız kararların vermesi gerekiyor. Böyle olursak hukukun üstünlüğü, basın özgürlüğü, barış adalet olursa Türk ekonomisi düzelebilir.  1960’lı yılların lafı her mahallede bir milyoner, Şimdi her şehirde bir zengin olur. Holdingler olur onun dışındakiler ekonomik sıkıntı içinde yaşar. Şuan halkımız büyük bir sıkıntı içerisinde. Enflasyon yükseliyor, faizler yükseliyor, Bankalardan kredi alıp yapmak, fabrika yapmak, iş yapmak olası değil.

OHAL’E RAĞMEN SANDIKTA YENECEĞİZ
Acaba seçimler ertelenebilir mi sorusu bile bir facia, muhalefetin hangi koşullarda seçime girdiğine dair bir gösterge işte bu durum. Türkiye OHAL şartlarında seçime gidiyor. Bunlardan korkulur,  bunlar her şeyi yapar mı yapar noktasına gelinmiş. Hukuk tanımıyorlar, seçim kanunu tanımıyorlar. Bugün yaptık yaptık diyorlar, parlamentoda çoğunluğu var oylama yapıp bitiriyorlar. Demokrasi anlayışı ile yönetilen bir ülke değil maalesef, ama biz muhalefet olarak bütün olumsuzluklara rağmen, OHAL koşullarında olmamıza rağmen bu iktidarı seçilmelerde sandıkta yeneceğimize inanıyoruz. Bu şartlar altında basının susturulduğu baskının olduğu şartlarda muhalefet seçimleri kazanma mücadelesi veriyor. Bu mücadele de takdire şayandır. Mücadeleleri, demokrasiye bağlılıkları, sandıkta yenme inancı takdire şayandır. Her şeye rağmen bu seçimi kazanma mücadelesi, yeniden parlamenter rejim ile yönetilme isteği çabası ile gurur duyuyorum.

TÜRKİYE’DE GÜNDEMİ MUHALEFET BELİRLİYOR
Tabi şuan biz başarılı noktadayız, gündemi biz belirliyoruz. İktidar gündemini belirledi. Alelacele seçim dedi. Hemen cumhurbaşkanı olayım. Muhalefet doğru dürüst toparlanmasın, aday çıkarmasın şeklinde bir anlayışla davrandı. Yapmaya çalıştı. Biz frene basıp durdurduk. Partimizin çabası, muhalif partilerin çabalarıyla gündemi biz belirliyoruz.  Şu anda ülkenin seçim gündemini muhalefet belirliyor.. Muhalefet doğru bir yöntemle çalışıp birinci turu ağırlıklı oy alarak ikinci tura, ikinci turda da hep birlikte bu iktidara son verecek. CHP’nin çalışmalarını doğru buluyorum. Bu süreç olgunlaştırma sürecidir. Yavaş yavaş sindire sindire halka da anlatarak bunun sonucun da bu gidişe son verecek. Muhalefet bu konuda son derece başarılı ve mutlak şekilde kazanacak. CHP’nin olgunlaştırma çabasıdır. Yavaş yavaş halka anlatarak yapılıyor. Muhalefetin ortak paydası bulunmuştur. Hafta sonu belirlenecek. Türkiye rahat nefes alacak, ilişkileri düzelecek. Dolar kuru da düşecektir böyle bir sonuç alınınca. Eğer muhalefeti başarı elde etmezse Türkiye daha büyük sıkıntılarına doğru gider inşallah öyle olmaz.

ASLINDA İKİNCİ TUR ADAYI BELİRLEME ÇABASINDAYIZ
Anket sonuçları AKP-MHP birlikte yüzde 46 deniyorsa kendileri yaptırdığı için 2,3 puan daha aşağıdadır. Yani aslında yüzde 42, 43 falandır. Biraz önce de söyledim. Bizim stratejimiz birinci ve ikinci tur şeklinde. Birinci turda kendi adayımızı çıkaracağız diğer partiler kendi adaylarını çıkaracak. Ama bizim çıkaracağımız aday ikinci tura gelindiğinde, büyük bir parti olduğumuz, diğer partilerin de onay verebileceği bir aday olma konusunda dikkatli davranıyoruz. Bu çalışmalar yapılıyor şuanda. Aday belirleme çok kolay aslında partimizde isimler var arkadaşlarımız. O isimlerden birini açıklarsınız adayımız bu dersiniz biter ama ortak paydada buluşma siyasetidir bu. Burada sadece kendi adayımızı belirlemiyoruz aslında ikinci turda kazanacak adayı arayışındayız bu nedenle işimiz zor. Bu nedenle ince eleyip sık dokuyoruz. Bir konsensüs oluşturularak partimiz adayını açıklayacaktır. Ekmeleddin süreci dâhil yaşadığımız bütün süreçlerinden ders alarak ilerliyoruz. Zaten şuanda düşünüldüğünde ha Ekmeleddin’i koymuşsun ha Gül’ü ya da ha Tayyip Erdoğan’ı koymuşsun, bunların birbirinden farkı yok ki. Gül, Erdoğan’ın onlarca politikasına mühür basarak onaylamıştır.  Amacımız ikinci tura kaldığımızda İYİ Parti’nin de Saadet Partisi’nin de bizim adayımıza oy vermesi gerekiyor. Tabi ki adı geçen Büyükerşen, İnce’nin her ikisi de çok değerli insanlardır ebetteki. İlhan Kesici, İlber Ortaylı gibi… Uzlaşma kültürü eksik maalesef, dayatma politikasından kaçınarak yapıyoruz. Arayışımız CHP’nin adayını cumhurbaşkanı yapmak değil olacak isimin yeniden parlamenter sistemi geri getirecek? Hep beraber bu arayış içerisindeyiz. Bu Türkiye’nin sorundur, sadece CHP’nin değil artık.

TÜRKİYE’NİN BİRLİK BÜTÜNLÜK ENDİŞESİ
Yaşadığımız 16 yıldır geldiğimiz noktayı değerlendirmek lazım. Ekonomimiz ne durumda borcumuz, ülkenin satılmadık bir şey i kalmamış. Borcumuz dağlar kadar büyümüş, uluslararası ilişkimiz bozulmuş. Batı ile kopma noktasına gelmiş durumdayız. Rusya ve İran gibi ülkelerin rejimlerini geçmiş duruma gelmişiz. Türkiye hukuk devletiydi, parlamenter sistemle yönetiliyordu evet eksikleri vardı ama bir hukuk devletiydi. Bunların hiç biri kalmıyor, hızla kaybediliyor. Birlik beraberliğimiz bozuluyor. Kutuplaşma var. Benden senden anlayışı var. Bütün vatandaşların eşit olma anlayışı yerine seninkiler benimkiler anlayışı hâkim. Bu kutuplaşma daha da büyüyüp iç karışıklıklara neden olabilir,  Türkiye’nin birliği bütünlüğü bozulabilir. Böyle bir endişemiz var. Misak-ı Milli sınırlarımız risk altında.

GÜNEŞ İZMİR’DEN DOĞACAK AKP’NİN GÜNEŞİ İZMİR’DEN BATACAK
İzmir’de CHP en güçlü partidir. Köyden kasabalarına kadar etkin ve güçlü bir partidir. CHP’nin seçimlerde başarısı en yüksek oranda olacaktır. Parti içi kırgınlıklar bitiyor. Birlik beraberlik havasına dönüşüyor her şey. Güçlü beraberlikler ve sahada doğru çalışmak partimizi seçmen bazında ciddi büyük oranlara taşıyacaktır. 15 vekil hamlesi gibi doğru şeyler anlatıyoruz. Bu sefer İzmir bu sefer cumhuriyet değerlerine karşı daha da güçlü bir şekilde ses verecektir. Referandumda yüzde 68.8 oranında hayır çıkmıştı. Yani yüzde 69 gibi bir sonuç çıkmıştı. AKP’nin İzmir’den başlaması çok doğru bir şey değil, buradan başlaması kaybedeceğine işarettir. Biz referandumda muhalefet olarak yüzde 69 oy almıştık bu sefer yüzde 70’in üzerine çıkaracağız. AKP’nin MHP ile oyu inşallah yüzde 30’un altında kalacaktır. Yüzde 32 almışlardı. Bunun altında indireceğiz İzmirliler olarak. Güneş İzmir’den doğacak AKP’nin güneşi de İzmir’den batacak. Güneş İzmir’den doğacak. Yüzde 70’in üzerinde bir sonuçla muhalefet üzerine düşeni yapmış olacak. İzmirli kardeşlerime seçmene inanıyorum. Hep birlikte başaracağız.